MEME KANSERİ TEŞHİS ve TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Meme hastalıklarında birçok farklı teşhis yöntemi bulunmaktadır. Bunların biri
birilerine farklı üstünlükleri olmakla birlikte birkaçının birlikte yapılması ile erken teşhis
olasılığı artmaktadır. Genel olarak önerilen, her kadının her adet döneminde kendi
kendisini muayene etmesi, her yıl uzman bir hekime muayene olması ve 40 yaşından
sonra her yıl mamografi çektirmesidir.
Meme Kanseri Belirtileri
Meme kanserinden kaynaklanabilecek değişiklikler şunlardır:
Meme alanında kalınlaşma ya da yumru
Meme hacmi ya da şeklinde değişiklik
Meme derisinde çukurlaşma
Meme ucunun şeklinde değişiklikler
Meme ucundan kanlı akıntı
Meme ucu ya da çevresindeki alanda kızarıklık
Koltuk altında şişkinlik ya da yumru
Memede ağrı
Bu belirtiler meme kanseri olduğu anlamına gelmemektedir, ancak bu değişikliklerden
herhangi birisi görüldüğünde doktora başvurulmalıdır.
KENDİ KENDİNİ MUAYENE
20 yaşını geçen her kadının adetinin bittiği tarihten sonra ilk hafta içinde kendisini
muayene etmesi önerilmektedir. Adet görmeyen kadınların da ayın belirli bir günü
kendilerini muayene etmeleri önerilmektedir
Kendi kendini muayene nasıl yapılır?
Kendi kendini muayene iki şekilde yapılır. Önce gözleyerek yapılır sonra elle yapılır
Gözleyerek yapılan muayene
Belden yukarısı çıplak olacak şekilde bir aynanın karşısına geçilir
Her iki kol aşağı sarkacak şekilde bakılır.
Her iki kol yukarı kaldırılarak bakılır
Her iki el bele bastırılarak bakılır
Her iki el bele bastırılırken öne doğru eğilerek bakılır
Bu pozisyonlarda her iki meme inceleni; bu inceleme sırasında
Meme derisinde kalınlaşma, şişme, renk değişikliği
Meme başında kalınlaşma, kızarıklık veya yara olması
Memede veya meme başında içeri doğru çekinti olması
Meme başlarının pozisyonlarında değişiklik
Memenin şeklinde değişiklik araştırılır.
Elle yapılan muayene bulguları
Elle yapılan muayene sırasında muayeneyi elin 2.3.4 parmakları ön yüzleri kullanılır.
Düz bir yatağa uzanılır. Hangi taraftaki meme muayene edilecek ise o taraftaki el
ense altına yerleştirilir. Diğer ile muayene yapılır (bakınız broşür)
FİZİK MUAYENE VEYA KLİNİK MUAYENE
Hastanın hikayesinin alınması, muayenenin yapılması, gerekirse bazı tetkiklerin
yapılmalıdır. Bu sayede hastanın sorunu ile ilgili teşhis konur ve gerekirse tedavi
verilir. Genelde tüm vücut bulgularına bakılmakla birlikte eğer sorun belli bir sistem
veya organa ait ise daha çok bu sorun incelenir.
Mamografi çekilmesinin yanı sıra uzman bir hekim tarafından meme muayenesinin
de yapılması meme kanserinin erken teşhisi açısından önem taşımaktadır. Bazı
meme kanserleri nadir de olsa mamografi ve ultrason ile teşhis edilememektedir, bu
nedenle mamografinin yanında fizik muayenenin de yapılması önerilmektedir.
Kaynakların kısıtlı olduğu ülkelerde mamografi ile tarama yapılma olanağı yoksa,
sadece uzman bir sağlık çalışanı tarafından fizik muayene yapılarak meme kanseri
taramaları yapılmaktadır. Fakat günümüzde kabul edilen en önemli meme kanseri
tarama yöntemi mamografidir.
Risk taşıyan tüm kadınların, mamografinin yanı sıra fizik muayenenin de birlikte
yapılması önerilmektedir.
MAMOGRAFİ
Başvurduğunuz hekim tarafından muayene edildikten sonra teşhis için bazı ek
tetkikler gerekebilir. Meme için yapılan ek tetkiklerin başında mamografi gelmektedir.
Mamografi memenin röntgen filminin çekilmesidir Memenin 2 tabaka arasında
sıkıştırılması ile çekilen mamografi, kadınlar arasında çok ağrılı bir yöntem olarak
bilinir. Doğru ve tecrübeli bir radyoloji teknisyeni tarafından çekilen mamografinin,
hiçbir zaman dayanılmayacak kadar ağrılı olmaması gerekir. Mamografiyi çeken
teknisyenin bilgili ve tecrübeli olması, çekilen mamografinin kalitesi açısından da
büyük önem taşır.
Mamografinin en önemli özelliği ise çok hassas bir teknik olmasıdır. 40 yaş
üzerindeki tüm kadınlarda, meme ile ilgili yakınması olsun veya olmasın her yıl
mamografi çekilmesi, erken teşhis açısından büyük önem taşır. Mamografi, meme
kanseri toplu taramalarında en geçerli yöntem olarak kabul edilmektedir.
Mamografi hangi yaşlarda çekilir?
Türkiye’de meme sağlığı konusunda uzmanlaşmış bilim adamlarının bir araya
gelerek yaptıkları Ulusal Meme Kanseri Konsensus Toplantısı’nda mamografi
çektirmeye 40 yaşından itibaren başlanması önerilmiştir.
Amerikan Kanser Enstitüsü mamografi çektirmeye 40 yaşından itibaren başlanmasını
önermektedir.
40 yaş altında özel bir neden olmadıkça mamografi çekilmez. Bunun sebebi genç
kadınlarda meme dokusunun yoğun olması nedeni ile yeterli bilgi vermemesidir.
Mamografi ne zaman çektirilir?
Mamografi çekilirken meme, iki tabaka arasında birkaç saniye hafifçe sıkıştırılır. Bu
nedenle memelerin en az hassas olduğu zamanda mamografi çekilmesi
önerilmektedir. Adet bitimini takip eden hafta, memelerin hassasiyetinin en az olduğu
zamandır. Ayrıca adet bitimini takip eden hafta, hormonal nedenlerle memelerin
şişliği en alt düzeydedir ve bu sırada daha iyi sonuçlar alınmaktadır. Bu sebeplerden
dolayı herhangi özel bir durum olmadıkça, mamografi çekiminin, adetin bitimini takip
eden haftada yapılması önerilmektedir.
Mamografi çektirmeye giderken nelere dikkat etmeli?
Mamografi çekilirken belden yukarısı çıplaktır. Bu nedenle çekime gelirken iki parça
elbise giyilmesi önerilir. Bu sayede çekim sırasında belden üstü kolaylıkla
çıkartılabilir. Filmi etkileyebileceğinden, koltuk altlarına deodorant, talk pudrası,
losyon gibi şeyler sürülmemelidir.
Mamografi ile alınan ışın zararlı mıdır?
Mamografi ile ilgili korkulardan birisi de mamografi çekilirken alınan ışınların kanser
oluşturma korkusudur. Günümüzde çağdaş teknoloji ile üretilen mamografi cihazları
ile alınan ışın dozu çok düşüktür. Mamografi çekimi ile alınan ışın dozu, normalde
birkaç ayda içinde bulunduğumuz çevreden aldığımız radyoaktif ışın dozuna eşittir.
Buna rağmen mamografi cihazının düzenli olarak kalite kontrolü yapılmalı, ışın
dozları ölçülerek ayarlanmalıdır. Bu nedenle düzenli mamografi cihazı kalite kontrolü
yapılan merkezlerde çekilen mamografi ile daha az ışın dozu alınır ve riskiniz daha
da azalır.
Mamografi raporunun değerlendirilmesi
Mamografi raporunuzda kullanılan bazı terimler aşağıda açıklanmıştır.
Mikrokalsifikasyon
Mamografide en sık görülen bulgulardan birisi mikrokalsifikasyondur.
Mikrokalsifikasyonun anlamı küçük kireç çökeltisi demektir. Mamografide görülen
mikrokalsifikasyonların sebebi genellikle memedeki fibrokistik değişikliklere bağlıdır.
Bazı durumlarda da meme kanserinin en erken bulgusu olarak ortaya çıkabilirler.
Dens Meme Yapısı
Meme dokusu bazı bölgelerde daha yoğundur, bu mamografide beyaz sahalar
şeklinde görülür. Diğer memede olmayan yoğunluk bazı durumlarda bir kanser
bulgusu olabilir.
Spikül Oluşturan Oluşum
Mamografide etrafa çıkıntılar yapan düzensiz beyazlıktır. İyi huylu bir oluşumun
göstergesi de olabilir. Bazı durumlarda bir kanser bulgusuda olabilir. Eğer
beraberinde mikrokalsifikasyon da varsa bu daha çok bir kanser bulgusu olabilir.
Düzensiz Sınırlı Oluşum
Mamografide saptanan bir oluşum eğer sınırları belirgin ve düzenli ise iyi huylu bir
oluşum olma olasılığı daha fazladır. Eğer sınırları düzensiz ise kanser bulgusu
olabilir. Eğer beraberinde mikrokalsifikasyon da varsa bu daha çok bir kanser
bulgusu olabilir.
Asimetrik Değişiklik
Genelde her iki memenin görüntüsü mamografide simetrikdir ( birbiri ile aynı). Eğer
bu görüntü simetrik değil ise bu normal bir farklılık ta olabilir, bir kanser bulgusu da
olabilir
Mamografide BI-RADS sınıflandırması nedir?
Bazı mamografi raporlarında BI-RADS sınıflandırması şeklinde bir bölüm vardır. Bu
sınıflandırma yöntemi raporun tüm dünyada aynı standartlara sahip olması için
kullanılır.
MEME ULTRASONOGRAFİSİ (USG)
Ultrasonografi nedir?
Ultrason, ses dalgalarının farklı yansıması ile elde edilen görüntüleme yöntemidir.
Elde tutulan küçük bir aygıt memenin üzerinde hafifçe gezdirilir. Bu sırada memeye
ses dalgaları gönderilir. Yansıyan ses dalgaları bir ekran üzerine aktarılır. Farklı
yansımalardan oluşturulan görüntüler ile memenin içindeki oluşumlar değerlendirilir.
Ultrasonografi hangi durumlarda gereklidir?
Memede en sık kullanılan görüntüleme yöntemlerinden birisidir. Tüm yaşlardaki
kadınlarda kullanılabilir. Özellikle genç kadınların meme dokusu daha yoğun olduğu
için mamografi yerine tercih edilir. Ultrasonun hiçbir zararlı etkisi yoktur; bu nedenle
gebelerde de kullanılabilir
Ultrasonografi ile ne tür bilgiler elde edilir?
Ultrason ile memede tespit edilen kitlenin yapısı hakkında birçok bilgi edinilebilir.
Özellikle kitlenin kist mi, solid kitle mi olduğunun ayırt edilmesinde en önemli
yöntemdir. Ayrıca kitlenin çevresinin düzenli olup olmaması, kitlenin iç yapısının
düzenli olup olmaması(homojen-nonhomojen) gibi özellikler ile kitlenin kanser olup
olmadığı konusunda bilgi verir
Doppler ultrasonografi nedir?
Bazı görüntüleme merkezlerinde özellikle doppler ultrason gibi farklı bir terim
duyabilirsiniz. Bu aslında standart bir ultrason cihazıdır. Bu cihazların tek farkı,
kitledeki kanlanmanın durumunun da değerlendirebilir (doppler özelliği) olmasıdır.
Özellikle kanlanması artmış olan kitlenin kanser olma olasılığını artırır veya bu kitle
kanser olmasa bile büyüyecek anlamını taşır.
Mamografi yerine ultrasonografi çekilebilir mi?
Mamografinin nispeten ağrılı olması ve bazı kadınların radyasyon korkusu nedeni ile
çoğu kez kadınlar mamografi yerine ultrasonografi yaptırmayı tercih ederler. Bu
doğru bir yaklaşım değildir. Mamografi memenin esas görüntüleme yöntemidir.
Ultrasonografi ise mamografide gözlenen şüpheli oluşumların daha detaylı
incelenmesi için kullanılır. Ayrıca mamografide gözlenen bazı kanser bulguları
(mikrokalsifikasyonlar) ultrasonografide gözlenmeyebilir.
Ultrason hangi durumlarda gerekir?
Meme ultrasonografisi mamografide ileri derece yoğun görüntü veren kadınlarda ek
tetkik olarak başvurulan bir yöntemdir.
Bazı durumlarda mamografide karar vermek güç olabilir. Bu kadınlarda meme
ultrasonuna başvurulur.
Genç kadınlarda memede şüpheli bir bulgu varsa çoğu zaman mamografi ile yeterli
bilgi edinmek güçtür(genç kadınların meme yapısı yoğun olduğu için yeterli bilgi
vermez). Meme ultrasonu genç kadınlarda başvurulan en iyi görüntüleme yöntemidir.
Gebe kadınlarda mamografi çekilmesi sakıncalıdır(özellikle ilk 3 ay). Bu kadınlarda
meme ultrasonu çekilir.
Memenin büyütülmesi için silikon(protez) kullanılmış ise bu kadınlarda da mamografi
çekilir; fakat mutlaka ek olarak meme ultrasonu çekilmelidir.
Memenin içinde şüpheli bir oluşum saptanırsa bazı durumlarda şüpheli oluşumdan
parça almak gerekebilir. Ultrasonografinin en önemli kullanım alanlarından birisi de
budur. Ultrasonografi yapılırken şüpheli oluşumun içine iğne ile girilir. Bu sırada hem
şüpheli oluşum hem de iğne ekranda görülebilmektedir. Bu sayede iğne ile doğru
yerden parça alındığı gözlenebilir. Aksi halde alınan parçanın doğru yerden olup
olmadığı anlaşılamaz.
Ultrason raporunuz
Meme ultrasonografi raporunuzda bazı terimler ile karşılaşacaksınız
Basit kist
Kistin çeperi düzgündür. İçindeki sıvı homojen( düzenli aynı yapıda) yapıdadır.
Kitlenin damarlanmasında artış yoktur. Basit kist hiçbir zaman kansere dönüşmez: bu
nedenle takip edilmesine gerek yoktur.
Komplike kist
Bazen birkaç kist bir araya gelerek üzüm salkımına benzer bir görüntü oluşturur: veya
bir kist içinde farklı kompartımanlara bölünmüş olarak görülebilir. Bu tip kiste
komplike kist denir. Bu grup kistin 6 ay ara ile birkaç defa ultrason takibi
önerilmektedir.
Çeperinde boşluğa çıkıntı olan kist
Basen kistin duvarından kist içine doğru bir çıkıntı olabilir (intramural protruzyon). Bu
durumda mutlaka parça alınarak kanser yönünden araştırılması gerekir.
Yoğun içerikli kist
Bazen kist içindeki sıvı aşırı derecede yoğun olabilir. Bu durumda içi sıvı dolu mu
yoksa hücre dolu solid kitle mi ayırımı yapılamamaktadır. Bu nedenle kısa aralıklar ile
takip edilmesi önerilmektedir.
İç yapısı düzensiz kist
Bazen kistin içine kanama olabilir veya içinde doku artıkları olabilir. Bu ultrason
görünümünde homojen olmayan bir yapı görüntüsü verir. Bu kistlerdin de incelenmesi
ve takip edilmesi gerekli olabilir.
Solid kitle
Ultrasonda saptanan oluşum içi hücre dolu bir yapıda olabilir. Buna solid kitle diyoruz.
Düzensiz sınırlı lezyon
Ultrasonda saptanan oluşumun (kist veya solid kitle) bazen çevre yapısı düzensiz
görünümde olabilir. Bu oluşumlar duruma göre takip edilir veya biyopsi gerekebilir.
Vaskülarizasyon artışı
Ultrason yapılırken kitledeki kanlanmanın durumunun da değerlendirebilir (doppler
özelliği). Kanlanmanın artması kitlenin kanser olma olasılığını artırır veya bu kitle
kanser olmasa bile büyüyecek anlamını taşır.
Lenfbezi (LAP=lenfadenopati)
Lenf bezi sistemi vücudun savunma mekanizmalarından birisidir. Bu nedenle meme
içinde bulunması normaldir. Ultrasonografi de eğer lenf bezi yapısı normal bulunmaz
ise araştırılmalıdır.
MEME MR (MEMENİN MAGNETİK REZONANS TEKNİĞİ İLE İNCELENMESİ)
Manyetik alanların kullanıldığı bir görüntüleme yöntemidir. Radyasyon içermez. Bu
nedenle her durumda kullanılabilir. Damardan verilen bir maddenin meme dokusu ve
memedeki oluşumlar tarafından farklı tutulmaları izlenerek oluşum hakkında bilgi
edinilir. Mamografiye yardımcı bir yöntemdir.
Kimlere Meme MR’ı çekilmelidir ?
1-Silikon protez kullanılarak meme büyütme ameliyatı olmuş kadınlarda tarama
sırasında kullanılabilir.
2-Bazı kanser şüphesi olan durumlarda biyopsinin yapılıp yapılmaması kararının
verilmesinde kullanılabilir
3-Meme kanseri saptanmış kadınlarda eğer korucu meme ameliyatı yapılacak ise
birden fazla odak olup olmadığının araştırılmasında kullanılır.
4- Genç kadınlarda eğer meme dokusu çok yoğun ise mamografi yeterli bilgi
vermiyorsa kullanılır.
5- Memede bir kitle saptanmış ise ve mamografi ve ultrasonda bir bulgu yok ise
kullanılabilir
6- Genetik olarak veya ailesel olarak meme kanseri riski yüksek kadınlarda
kullanılabilir.
7- Koltuk altında bulunan lenf bezlerine kanser hücrelerinin atlayıp atlamadığının
araştırılmasında kullanılabilir.
8- Memede daha önce yapılmış ameliyatlara ait yara dokusunun(skar dokusu) kanser
olup olmadığının araştırılmasında kullanılabilir.
9- Silikon meme protezi kullanılmış kadınlarda silikonun patlayıp patlamadığının
araştırılmasında kullanılabilir.
10- Metastaz araştırılmasında kullanılabilir.
PET /CT (POZİTRON EMİSYON TOMOGRAFİ)
PET/CT hangi durumlarda kullanılır?
-Vücudun başka bir yerine kanserin sıçrayıp sıçramadığının araştırılması.(metastaz
araştırması )
-Kemoterapi ve radyoterapi sonrasında tümörün yok olup olmadığının araştırılması
-Hastalığın tekrar gelişip gelişmediği (nüks?) amacı ile kullanılır.
BİYOPSİ
Yukarıda bahsedilen yöntemler ile memede bir sorun olup olmadığı, varsa kanser
olup olmadığı araştırılır. Eğer kanser şüphesi oluşturan bir durum varsa saptanan
oluşumdan hücre örnekleri alınarak mikroskop altında inceleme yapılarak kesin
teşhis konur. Oluşumdan hücre örneklerinin alınmasına biyopsi denir. Kanser
teşhisinin kesin konabilmesi için mutlaka biyopsi yapılması zorunludur. Biyopsi
dışında hiçbir yöntemle kesin teşhis koymak mümkün değildir.
Çeşitli biyopsi teknikleri vardır.
İnce iğne biyopsisi
Saptanan oluşum ele hissediliyorsa bildiğimiz bir enjektör iğnesi hissedilen oluşuma
birkaç defa saplanarak oluşumdan hücre örnekleri alınır ve bu hücreler mikroskop
altında incelenerek kanser hücrelerinin olup olmadığı araştırılır.
Eğer saptanan oluşum elle hissedilmiyor ise, meme ultrasonu yapılarak ultrasonda
oluşum saptanır ve iğne ile görüntü altında oluşuma girilerek hücreler alınır. İnce iğne
ile yapılan biyopside alınan hücreleri inceleyen patoloji uzmanının bu yöntem ile ilgili
olarak özel eğitim görmüş olması gerekir.
Kalın iğne biyopsisi (Tru- cut)
Aynı işlem özel bir iğne ile yapılır. Biraz daha kalın bir iğnedir. Özel bir tabancanın
ucuna takılan iğne, bir mekanizma ile oluşumun içine girip çıkarak nispeten biraz
daha büyük parçalar kopartılarak hücre örnekleri alınır.
İnce iğne gibi elle hissediliyorsa doğrudan kitlenin içine girilerek, yoksa ultrason
altında oluşum gözlenerek içinden parça alınmaktadır.
Bu yöntemle de eğer sonuç kanser olarak bildirilmemiş ise kesin kanser olmadığı
anlamına gelmez. Bu yöntem ile kanserin diğer özellikleri konusunda da bilgi
alınabilir.
Cerrahi biyopsi
Ameliyat ile oluşuma ulaşılır, bir kısmı veya tamamı çıkartılarak incelenir. Bu yöntem
ile tüm oluşumun incelenmesi mümkün olduğu için kesin sonuç alınır.
Hangi tip biyopsi yapılacağı, hangi hasta için hangisinin daha uygun olacağına
hekiminiz karar verecektir.
Meme Kanseri Evreleri Nelerdir?
Meme kanseri, kendi içerisinde sınıflandırılmak suretiyle toplamda 7 farklı evrede
değerlendirilmektedir.
Evre0
Kanser hücreleri hem yayılma potansiyeli kazanmamış, tamamen memede sınırlı
kalmıştır.
Evre1
Tümörün 2 cm’den büyük olmadığı ve kanser hücrelerinin memeden başka yere (lenf
bezlerine) yayılmadığı durumdur.
Evre 2A
Memede tümör yoktur ancak koltuk altındaki lenf bezler bezlerine kanser yayılmıştır.
Ya da
- Tümör 2 cm. veya daha küçük ve koltukaltı lenf bezlerine sıçramış veya
- Tümör 2 cm’den büyük ama 5 cm’den küçük ve koltukaltı lenf bezlerine
sıçramamıştır.
Evre 2B
Tümör 2 cm’den büyük ama 5 cm’den küçük ve koltukaltı lenf bezlerine sıçramış
veya tümör 5 cm’den büyük, ancak koltukaltı lenf bezlerine sıçramamıştır.
Evre 3A - Memede tümör yok veya
- Memedeki tümör 2 cm veya daha küçük veya
- Tümör 2 cm’den büyük ama 5 cm’den küçük veya
- 5 cm’den büyüktür. Ek olarak, kanser ya birbirine yapışık olarak koltukaltı lenf
bezlerini tutmuştur ya da göğüs kafesi kemiğine yakın lenf bezlerine yayılmış olabilir.
Evre 3B
Tümör her boyutta olabilir ve kanser göğüs duvarına ve/veya meme derisine yayılmış
ve birbirine yapışık olarak koltukaltı lenf bezlerine sıçramış veya göğüs kafesi kemiği
yakınındaki lenf bezlerine yayılmış olabilir.
Evre 3C
Memede kanser belirtisi olmayabilir veya tümör herhangi bir boyutta olabilir ve göğüs
duvarına ve/veya meme derisine yayılmış olabilir. Ayrıca kanser, köprücük kemiği altı
veya üstü lenf bezlerine veya koltukaltı lenf bezlerine ya da göğüs kafesi kemiği
yakınındaki lenf bezlerine yayılmış olabilir.
Evre 4
Bu evrede kanser artık uzak yayılım gösterir. Kanser vücudun diğer bölgelerine
yayılmıştır.
Meme Kanseri Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Tedavi yöntemine karar verilirken tümörün yerine, büyüklüğüne, nerelere yayıldığına,
mikroskop altında anormal hücrelerin görünüşüne, hastada menopoz olup
olmadığına ve genel sağlık durumuna bakılmaktadır.
Ameliyat
Memeyi koruyucu cerrahi yöntemde kanserli bölgenin bulunduğu kısım ve etrafında
normal dokunun bir kısmı alınırken, meme dokusunun bütünlüğünün korunur.
Mastektomi olarak da isimlendirilen ameliyat da ise meme tümüyle çıkarılmaktadır.
Bu işlem sırasında bazen yakındaki dokular da çıkarılabilmektedir. Bazı hastalarda
mastektomi her iki memeye de uygulanmaktadır.
Radyoterapi (Işın tedavisi)
Radyoterapi memeyi koruyu cerrahi uygulanmış hastalarda kanserin tekrar aynı
memede veya yakındaki lenf nodlarında oluşma ihtimalini azaltmak amacıyla
kullanılmaktadır. Ayrıca mastektomi uygulanmış hastalarda, özellikle tümörün boyutu
5 cm’den büyükse veya kanser birçok lenf noduna yayılmışsa veya deri ve kas gibi
cerrahi sınırlarda kanser mevcut ise yine radyoterapi kullanılmaktadır. Kanserin
vücudun diğer kısımlarına (kemikler veya beyin gibi) yayıldığı hastalarda da
radyoterapiden yararlanılmaktadır.
Kemoterapi
Kemoterapide kullanılan ilaçlar kan yoluyla vücudun birçok yerindeki kanser
hücrelerine ulaşabilmektedir. Kemoterapi hastanın durumuna göre meme kanseri
cerrahisi öncesi veya sonrasında uygulanabilmektedir.
Hormonal Tedavi (Endokrin tedavi)
Bu hormonlar, meme kanseri hücrelerindeki protein yapıdaki alıcılara (reseptörlere)
bağlanarak hücrelerin büyümesine yardım eder. Hormonların bu protein yapıdaki
alıcılara bağlanmasını engelleyen tedaviler hormonal tedavi veya endokrin tedavi
olarak isimlendirilmektedir. Hormonal tedavi sadece hormon reseptörü bulunan
tümörlere sahip hastalara uygulanabilmektedir.
Hedefe Yönelik Tedaviler
Meme kanserine sahip her 5 kadından 1’inde, kanser hücrelerinin yüzeyinde
büyümeyi arttırıcı özelliğe sahip çok sayıda “HER2” isimli protein yapıda reseptör
bulunmaktadır. Bu kanserler aynı zamanda HER2-pozitif (HER2+) meme kanserleri
olarak isimlendirilmektedir. HER2 reseptörünü hedef alan ilaçlar geliştirilmiştir.